Kadına Şiddet ve Meşru Müdafaa: Adalet Kadınlar İçin de Geçerli mi?
- Fatma Dila Bayrak
- 7 Mar
- 2 dakikada okunur
Kadına yönelik şiddet, Türkiye’de her geçen gün artan ve toplumsal sorun haline gelen bir gerçektir. Hacettepe Üniversitesi’nin araştırmasına göre, Türkiye’deki her 10 kadından 4’ü hayatının bir döneminde fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalmaktadır. Kadınlar, şiddetle mücadele etmek için bazı yasal haklara sahip olsa da, bu hakları kullanırken pek çok engelle karşılaşmaktadır.
Meşru Müdafaa: Kendini Savunan Kadın Suçlu mu?
Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 25. maddesine göre, bireylerin kendilerine veya başkalarına yönelik haksız bir saldırıyı önlemek amacıyla savunma yapması meşru müdafaa olarak kabul edilir. Ancak, bir eylemin meşru müdafaa sayılabilmesi için belirli şartların karşılanması gerekir:
Meşru Müdafaa Şartları
Haksız bir saldırı olmalı
Saldırı ve savunma eş zamanlı gerçekleşmelidir
Savunma, saldırıyla orantılı olmalıdır
Savunma zorunlu olmalıdır
Savunma doğrudan saldırana yönelik olmalıdır
Bu şartlar, kadına yönelik şiddet davalarında tartışmalara yol açmaktadır çünkü mahkemeler, kadınların kendilerini savunurken kullandığı gücü “orantısız” olarak değerlendirebilmektedir.
Nevin Yıldırım Davası: Tecavüze Uğradı, Direndi, Mahkum Oldu!
Kadınların meşru müdafaa hakkını kullanırken cezalandırılmasına en çarpıcı örneklerden biri Nevin Yıldırım davasıdır. Yıldırım, kendisine tecavüz eden ve ölümle tehdit eden adamın yaşamına son verdi. Ancak mahkeme, onun savunmasını orantısız güç kullanımı olarak değerlendirdi ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Bu olay meşru müdafaa ve kadına yönelik şiddet davalarında tartışmaları derinleştiren bir olay olarak kalmıştır.
Kadınlar Meşru Müdafaa Hakkını Kullanırken Hangi Engellerle Karşılaşıyor?
Toplumsal Engeller
Aile baskısı nedeniyle kadınlar şikayetçi olmaktan çekiniyor.
Ekonomik bağımsızlık eksikliği, şiddet ortamından kaçmayı zorlaştırıyor.
“Elalem ne der?” korkusu, kadınları sessiz kalmaya itiyor.
Hukuki Engeller
İspat zorunluluğu nedeniyle saldırıyı kanıtlamak zor.
Şahit ve delil eksikliği sebebiyle kadınlar haklarını savunamıyor.
Meşru müdafaa hakkı erkekler için genellikle hafifletici sebep olarak kabul edilirken, kadınlar için aynı savunma daha ağır cezalara dönüşebiliyor.
Kadınlar İçin Adalet Var mı? Hukukta Çifte Standart
Çifte standart, eşit durumda olan bireyler arasında cinsiyet, ırk, yaş, sınıf gibi farklılıklar göz önüne alınıp birine daha avantajlı ya da dezavantajlı bir tutumun sergilenmesidir. Kadın hakları savunucuları, kadına yönelik şiddet davalarında erkeklere hafifletici sebepler uygulanırken, kadınların daha ağır cezalara çarptırıldığını belirtiyor.
İstanbul Sözleşmesi: Kadına Yönelik Şiddete Karşı Hukukun Son Kalesi
İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede uluslararası düzeyde en kapsamlı ve bağlayıcı sözleşmelerden biridir. Ancak, Türkiye’nin 2021 yılında sözleşmeden çekilmesi, kadın hakları savunucuları tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
Kadına Yönelik Şiddeti Önlemek İçin Neler Yapılmalı?
Hukuki reformlar yapılmalı
Toplumsal farkındalık artırılmalı
Kadın destek programları artırılmalı
Kadın cinayetlerini normalleştiren haber dili terk edilmeli
Şiddete Uğrayan Kadınlar Hangi Haklara Sahip?
Koruma kararı talep edebilirler
Cinsel saldırı durumunda hastanelerden ücretsiz yardım alabilirler
Sığınma evlerine başvurabilirler
Psikolojik destek alabilirler
Sonuç
Kadınların şiddete karşı kendilerini savunduklarında haksız yere cezalandırılması, adalet sisteminde ciddi bir adaletsizlik olduğunu gösteriyor. Adaletin gerçekten adil olması için hukuki reformlar şart! Sessiz kalmayın, destek olun!
Comentários